Çarşamba, Kasım 29, 2006

Bilişimin en hızlı 500'ünde 21 Türk

Avrupa, Afrika ve Ortadoğu'da en hızlı büyüyen 500 bilişim şirketi listesinde Türkiye'den 21 şirket yer aldı.

Dünyanın üç önemli bölgesi Afrika, Avrupa ve Ortadoğu'da, en hızlı büyüyen 500 bilişim-teknoloji şirketi arasında bu yıl 21 Türk şirketi yer aldı. Dünyanın denetim, yönetim danışmanlığı ve kurumsal finansman hizmetleri alanında en önemli hizmet veren kurumlarından biri olan Deloitte tarafından yapılan araştırmada, Türk bilişim teknoloji şirketi "Mobilera", üç bölgede değerlendirmeye alınan 500 şirket arasında 15'inci sırada yer aldı.


İstanbul'da 2001 yılında kurulan Mobilera, cep telefonu çözümü alanında Türkiye ve yurtdışında yaptığı yatırımlarla geçen yıl yüzde 6764 oranında büyüme sağladı. Diğer bir Türk bilişim teknoloji şirketi VeriPark, yüzde 2730 büyüme hızıyla en fazla büyüyen şirketler sıralamasında 50'nci sırada yer aldı.


İngiltere 91 şirketle ilk 500'e en fazla şirket sokan ülkeler sıralamasında ilk sırada yer alırken, Fransa 84 şirketle ikinci, 58 şirketle Almanya üçüncü oldu.

'En hızlı' Türk firmalar
15 Mobilera
50 VeriPark
51 Bizitek
94 Elit
109 D-Market
114 Ergosis
142 Nexum
185 Eksim
193 Treda
231 Defne
288 Planet
294 Bildem
321 Megatek
345 Bayer
347 Compro
407 Logo
419 Havelsan
426 Banksoft
448 Meteksan
471 Hitit
493 Data


(Kaynak:Milliyet)

İleride ekmek kapısı arayacağım bilişim sektörü için böyle güzel haberler duymak sevindirici. İnşallah böyle büyük şirketlerden birinde mutlu ve başarılı olabileceğim, hayırlı bir iş bulmak nasip olur.

Salı, Kasım 28, 2006

Darbe olur mu?

AMERİKA’DA iktidarda olan Neoconlar’a yakın Hudson Enstitüsü uzmanlarından Zeyno Baran Türkiye’de 2007 yılında bir askeri darbe olması olasılığının yüzde 50’ye yüzde 50 olduğunu iddia etmiş.

Hiç sanmıyorum ama muhtemel bir darbe en çok düşmanlarımızı sevindirir. Bunun için de bence bazıları orduya bu konuda baskı yaparak, darbe yada yaptırabileceklerini ya da en azından 28 Şubat benzeri bi karar aldırabileceklerini sanıyorlar. Bu gibi haberler de bence bu nedenle çıkarılıyor.

Ak parti ben sanmıyorum ki cumhuriyetin niteliklerine aykırı bir şey yapsın . Tabi bu cumhuriyetin niteliklerine aykırı olan şeylerden kişinin ne anladığına da bağlı. Bazıları için başörtüsü yasağı bile hiç alakası olmamasına rağmen cumhuriyetin olmazsa olmazı gibi gösterilmeye çalışılıyor ne yazık ki.

Bazıları hükümeti tüm güç erklerinin elinde bulundurmakla suçluyorlar. Erkler, yasama, yürütme ve yargı olarak üçe bölündüğüne göre yargıyla zaten hükümetin bi alakası yok, yürütme yetkisinde de Cumhurbaşkanıyla paylaşsalar da yetkinin çoğunun hükümette olduğu doğru, yasama yetkisi ise hükümette olsa da Ak parti bu konuda çok temkinli davranıyor ve her istediğim yasayı çıkarırım şeklinde davranmıyor. Başörtüsü, İHL'lerin ÖSS'ye girişi ve diğer bazı konularda darbe meraklılarına bahane vermemek için olsa gerek adım atmıyorlar. Ordunun yönetimsel bir gücünün olmaması ise normal zaten. Öyle olsaydı o kurumun adı ordu olmazdı. Halk orduyu değil milletvekillerini seçiyor bizi yönetsinler diye.

Ordudan yapılan bu ihraçların da denetlenmesi lazım bence. Benim bildiğim kadarıyla ordudan ihraç edilenler hakkında ayrıntılı bir açıklama yapılmıyor, sadece disiplinsizlik veya irtica suçundan deniyor. Tamam dışarıdan bi kurumun orduyu denetlemesi elbette saçma olur ama en azından TSK içinde yapılan bu ihraçların denetlenmesi yapılabilir. Ayrıca, askeri personelin YAŞ kararıyla ordudan ihraç edilmesinin ve karara yargı yolu kapalı olması da çok saçma. İhraç edilecek personel varsa bunlar Askeri Mahkemede yargılansınlar en azından. Bu bakımdan hükümet iyi ki şerh koyuyor. En azından bu anti-demokratik uygulamaya tepkisini koyuyor.

Perşembe, Kasım 23, 2006

Partilere hazine yardımı

Siyasi partiler, gözünü Hazine'den gelecek yardıma çevirdi. Hazine, 4 Kasım 2007 tarihinde gerçekleştirilecek milletvekili genel seçimleri nedeniyle yardımları 3 katına çıkardı. Normalde her yıl, AK Parti: 40 Milyon YTL ve CHP: 26,5 Milyon YTL hazine yardımı alıyormuş. 2007'deki seçim nedeniyle bu yardımlar 3'e katlanacakmış. Siyasi partilerin alacakları yardımlar şöyle:

AK Parti: 141,2 milyon 216 bin 258 YTL

CHP: 79 milyon 874 bin 759 YTL

DYP: 30 milyon 306 bin 255 YTL

MHP: 26 milyon 547 bin 814 YTL

Genç Parti: 23 milyon 20 bin 688 YTL

İşin ilginç yanı AKP ve CHP'nin uzlaşarak yaptığı yasa değişikliği ile seçimlerde yüzde 7 oy alamayan siyasi partilere yardım yapılmamasına karar verilmişti. Bu yüzden Anavatan ve SHP gibi diğer partiler yardım alamayacak.

Her yıl partiler toplamda 90 milyon YTL yardım alıyorlarmış. Bu yıl ise seçim nedeniyle bu rakam 300 Milyon YTL olacakmış. Partilerin bu kadar inanılmaz rakamlarda yardım almaları doğru mu? Ayrıca bu kadar parayı nerelerde kullanıyorlar denetlenmeli bence.

Pazartesi, Kasım 20, 2006

Danimarka'da bu kez de ders kitabı skandalı

"HER TERÖRİST MÜSLÜMAN'DIR"

Danimarka'da yayınlanan Politiken gazetesinde yer alan bir habere göre de, kitaptaki bir bölümde "Her ne kadar her Müslüman terörist değilse de, her terörist Müslümandır" ifadesi yer alıyor. Kitapta terörizm bölümünde öğrencilere, dünyada ETA, Baader Meinhoff, Kızıl Tugaylar ve IRA gibi Müslüman olmayan terör örgütlerinin de bulunduğu öğretilmiyor. Danimarka ilkokullarında okutulan din dersleri kitabı serisinin dördüncü sınıflara yönelik bölümünde de İslam dinine "Köktendincilik" başlığı altında yer veriliyor. Kitapta ayrıca öğrencilere, "Herkes kendine neden en geri kalmış olan ülkelerin Müslüman ülkeler diye soruyor" şeklinde bir ifade yer alıyor.

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=458161


Bu Avrupalıların "Terörizm=Müslümanlık" düşüncesini yerleştirme amacıyla yapmadıkları kalmıyor. Bin Ladin gibileri de onların ekmeğine yağ sürüp onlara koz veriyor. Gerçi Bin Ladin ailesinin de ABD ile ilişkilerini gözden geçirince, bu El Kaide'nin de ABD'nin veya masonların müslümanlığı kötü göstermek ve emellerine ulaşmak amacıyla destekledikleri insanın aklına gelmiyor da değil hani.

Bir de utanmadan "Herkes kendine neden en geri kalmış olan ülkelerin Müslüman ülkeler olduğunu soruyor" diyorlar. Kendileri ortaçağ karanlığındayken, İslam devletlerinin onlardan ne kadar ileri seviyede olduklarını unutuyorlar anlaşılan. Gerçi bu geri kalmışlıkta biz şimdiki müslümanların da hatası yok değil ama bu İslamın suçu değil ki,kişilerin tembelliğinin suçu. Zamanında gerçek islamı yaşayan atalarımız en ileri seviyede medeniyetlere kolay ulaşmamışlar. Bu dünyada çalışan mükâfatını alır. Dinimiz için bunda kâfir Müslüman ayrımı yoktur. Kim çalışırsa o kazanır. Tembelliğin cezası da sefalettir. Din için yapılanların mükafatı ise ahirettedir.

Bence bunların asıl rahatsız oldukları şey müslümanlığın Avrupada hızla yayılması. Bunu hazmedemiyorlar ve her türlü yolu kullanarak bunu engellemeye çalışıyorlar.