Çarşamba, Ağustos 17, 2011

Yüzüklerin Efendisi ve Yıldız Savaşları

Hayranları için aşağıdaki grafik "Yüzüklerin Efendisi" ve "Yıldız Savaşları" gibi filmlerdeki karakterlerin hikaye içindeki kesişimlerini gösteriyor:


Salı, Ağustos 16, 2011

Altın Rezervleri ve Düşündürdükleri

Altının muazzam değerlendiği  (Ağustos 2011 ) ve altınının gram fiyatının 100 TL ve ons fiyatının 1765 $ civarında seyrettiği şu günlerde, dünya altın rezervlerinin kimlerin elinde tuttuğunu incelemek anlamlı olacaktır.


Kadir Dikbaş'ın yazısında dikkat çektiği nokta şöyle:

Resmi rezervler gösteriyor ki, dünyada en çok altın ABD Merkez Bankası'nın kasasında. Arkasından Almanya, İtalya ve Fransa geliyor. Bu ülkelerin merkez bankaları, rezervlerinin büyük bölümünü altına ayırmış. Ve fiyatlar arttıkça da kâra geçiyorlar.

Dünya resmi altın rezervi, Dünya Altın Konseyi verilerine göre 30 bin 700 ton. Bunun 8,1 bin tonu ABD'ye, 10,8 bin tonu da Euro Bölgesi ülkelerine ait.

En büyük altın rezervine sahip dört ülke olan ABD, Almanya, İtalya ve Fransa, dünya altın rezervinin yarıdan fazlasını elinde tutuyor. Rezerv para sahibi bu ülkeler altına yatırım yaparken, pek çok ülke rezervlerinde başta dolar olmak üzere bu ülkelerin bastığı kâğıtları (dövizleri) bulunduruyor. Bu dört ülkenin resmi rezervleri içinde altının payı yüzde 65'in üstünde. Euro Bölgesi ortalaması ise yüzde 62,2. Yani altınlar onlarda, kâğıtlar dünyanın geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerinde.

10 yıllık altın fiyatlarının değişim grafiğini incelersek, altının son 10 yılda muazzam bir artış gösterdiğini görmekteyiz. Ancak asıl artışın Son 2-3 yılda ( özellikle AĞustos 2008 ) olduğunu görüyoruz.




[1] Kadir Dikbaş, Zaman, http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1169475&title=kimin-ne-kadar-altini-var
[2] Kitco, http://www.kitco.com/charts/livegold.html

Cumartesi, Ağustos 13, 2011

"Keşke Ekonomik Kriz Çıksa da AKP'den Kurtulsak" Zihniyeti

Ne yazık ki Türkiye'de öyle bir kesim var ki, Türkiye'de kötü şeyler olmasını istiyor. Mesela ülkede ekonomik kriz çıkmasını, darbe olmasını istiyor. Seçimle alaşağı edemedikleri AK Parti iktidarını bu şekilde bitirmeyi düşünüyorlar. Çünkü bu zavallıların tek umudu bu.

A. Turan Alkan, Türkiye'nin başına gelen her kötü durumu hükümetten kurtulmamıza vesile olur düşüncesiyle alkış tutanların hallerini, mübalağayla da olsa çok güzel anlatmış.
Bir kısım gazeteci-yazar ve muhalefet erbâbının, 2002'den beri her sabah uyanıp haberlere göz attıklarında bekledikleri mucize üç aşağı beş yukarı şöyle bir şeydir; bir şekilde bir felaket olmasını ve işlerin "düzelmesi"ni bekliyorlar; her genel seçim, genel tabloyu daha ağırlaştırıyor.

Üzgünüz dostlar, durum maalesef iyiye gidiyor!


Keşke belediye otobüslerinde her gün umur görmemiş magandalar şortlu kızları tâciz edip gazetelerin diline düşseler de 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, "Hah, biz bunu söylüyorduk işte; bunlar bizim hayat tarzımızı tehdit ediyorlar" diye sızlanıp dursa; Avrupa ve bütün dünya bizi kınasa, yoğun aşağılık duygusundan ölecek gibi olsak... Haşemayla site havuzuna girmeye kalkışan karafatmalar tek tek yakalanıp gözlerine DDT sıkılsa, ortalık birbirine girse, hükûmet rezil olsa, utanç içinde defolup gitseler; giderken partili kadrolarını, ampül kafalıları, kısa bacaklı, uzun kollu, bol kıllı yandaşlarını da götürseler!

Keşke hükûmet Suriye'ye askerî müdahalede bulunmaya kalkışıp başımızı belaya soksa da, general yokluğundan rezil-rüsvay olsak, birliklerimiz kışlasından çıkamasa... Bunun üzerine 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, "Biz söylemiştik, neyine ulan senin Osmanlılık, anan turp baban şalgam; haddini bil bidon kafalı" diye dalgasını geçebilse. Hükümet rezil olsa, Yaş kararları kurusa, müstafiler görevlerine dönse, Vesâyet teyzenin gözleri aydın olsa, bizi AB'ye almadan bir kere daha atsalar; Arap Birliği ağzımıza biber sürse, İMF kulağımızı çekse, İran vanaları kapatsa; şöyle bir haddimizi bilsek!..

Keşke ekonomik kriz çıksa yahu, paramız pul olsa; halkımız iki günde aniden yoksullaşmanın verdiği hınçla sokaklara dökülüp, "Teğet bile geçmeyecek" diye terbiyesizleşen iktidar sözcülerini, uzayda iki paralel doğrunun kesiştiği muhayyel noktaya kadar kovalasa. Dükkânlar kapansa, AVM'ler baykuş yuvası olsa; yemeye ekmek içmeye su bulamasak. Yurtsever devrimci daaniş ve ââkıl adamlar toplanıp, "Seçime gerek yok; CHP ne güne duruyor, bomba gibi ekibi var çocukların zaten" deyip CHP önderliğinde teknokratlardan oluşan bir kriz kabinesi atasa... Bütün yurtta, yavru vatanda ve yurtdışı temsilciliklerinde sıkıyönetim, Ooohal ilân etsek; ekmek, benzin, doğalgaz karneyle olsa... Alçak hükûmet rezil olsa, ardından halkımız teneke çalsa...

Keşke bütün yurt sathında iç savaş çıksa, kardeş kavgası başlasa, intifadalar, direnişler yükselse; güvenlik güçleri âciz kalsa, mahalleler semtler barikatlarla bölünüp yasak bölgeler ilan edilse; ahali birbirini pompalı tüfekle kovalasa, her gece yangınlar çıksa, siyasi cinayetler çoğalsa, bölünüp ufalansak. Polisle asker birbirine düşse. 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, "Vaktiyle adam gibi bölelim şu ülkeyi dedik aldırmadınız; görün ne haliniz varsa" diye ooh çekse. Hükümet, aynen İttihatçılar gibi bir gemiye binip Türkiye'yi terk etse... Ardından cadı avı başlasa; bütün yandaşlar fişlenip Arabistan'a sürülse...

Şike soruşturması fos çıksa meselâ; tutuklular hemen salıverilse ve eskisi gibi görevlerine gururla, onurla devam etseler; bugünlerde hep denildiği gibi ne kurumlara ne de şahıslara ceza verilmese; bunun yerine soruşturmayı yürüten polisler ve bir kısım adliye personeli gözaltına alınıp Futbol Federasyonu bodrumuna indirilerek mafioso abiler tarafından çapraz sorguya alınsa... Futbolumuzun marka değeri düşmese, üç korner bir penaltı sayılsa. Hükümet çekip gitse, 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, koro halinde Elhamdülillah çekip kerahat vaktinde şükran secdelerine kapansalar... [1]

Perşembe, Nisan 07, 2011

İngilizceden Türkceye Çeviri

İngilizce kelimelere süper çeviriler

- pop out: yuvasından fırlamak
- pop in: sokuvermek

Kaynak: seslisözlük